24 Haziran 2012 Pazar

GÜZELLİK


" hastalık, sevgisizlik, öksüzlük
neler geçirdim ben...
çıkabilseydi bir 'güzel' diyecek,
güzelleşirdim ben... "

ARİF NİHAT ASYA

Bunu okudum, hayran oldum, niye daha önce karşılaşmadığıma hayıflandım. Sonra bol gürültülü yağmurlar yağdı,her zamanki gibi beni ürperten. Sonra Ayten Alpman söylemeye başladı birden içimde, 

" yaz yağmuru düşer durur yüreğime,
bir küçük aşk yeter benim hasretime... "

Sonra dedim vardır bir hikmeti aklıma düşmesinin, şiir geldi aklıma. İkisinin de istedikleri aynı şey, minicik bir şey dedim durdum. Ya da ben öyle anladım, bilmiyorum ki. 



19 Haziran 2012 Salı

dünyanın en güzel iki sesi

1- Mehmet Erdem
2- Ağustos Böceği


İki sese de aşığım. Nasıl güzelliklerdir onlar yahu öyle...(evet ben bu lafı çok söylüyorum bir şeyi çok sevdiğimde) Bıkmadan yorulmadan dinleyebilirim ikisini de. 


Ağustos böceğine olan aşkımı bilen bilir. Her yer sessizken, etrafta kimse yokken, güneş doğmadan biraz önce örneğin, dışarı çıkıp dakikalarca, saatlerce dinlerim ben onu. Beni bu kadar rahatlatan, mutlu eden, bana bunca huzur veren bir başka ses yok sanırım. Yaz demek bir kere benim için, var mı ötesi... Bir de, açınca ağustos böceklerinin sesini veren müzik kutuları var, çok aradım ama bulamadım... Yurt dışından gelmesine de razıydık, kuzenim bütün sitelerin altını üstüne getirmişti bulamamıştı. En sonunda mp3 şeklinde göndermişti bana üzgünüm bulamadım diye :)) Müzikçalarımda hala... O kadar çirkin bir şeyden o güzel ses nasıl çıkar anlamıyorum tabi o ayrı bir konu... Dış görünüş aldatır evet :)


Mehmet Erdem... Evet o dünyanın en güzel iki sesinden biri benim için şu ara. Pilli Bebek'in Cem'ini hatırlatıyor bana ve beni benden alan ton, tını her neyse işte budur. En sevdiğim ses ondaki, aşık olduğum ses. Herkes sevmesin onu istiyorum, çok sevdiğim her şeyde olduğu gibi, ama bir dizide yayınlanmış sanırım, herkesherkesherkes duydu şimdi. Ah nefret ediyorum bu durumdan. Neyse de, ben sadece kendimin sevdiğini farz ederek bütün yaz Mehmet Erdem dinlemeye razıyım, hazırım.


Evet çok seviyorum ikisini de. 
Bebek sesi mi? O ayrı canım, hepsinden öte. 








Mehmet Erdem Olur Ya der ve ben erir biterim :)

5 Haziran 2012 Salı

Aşkın Cep Defteri - Murathan Mungan

"Hayatta kalpleri aynı şeylere çarpan kişiler birbirlerini severler belki, ama yazık ki birbirlerine aşık olmazlar. En azından birçoğumuz için öyledir. Aşkımızın öznesini harekete geçiren kimya çoğu kez "yabancı" olandır. Öteki'nin çekimine kapılırız, benzerimizinkine değil. Kalp yakıtı. Yabancı madde. Mıknatıs taşı."


Böyle demiş Mungan. Gülümsedim okuyunca. Biliyorum sen de gülümseyeceksin okuduğunda. Ama ayrı ayrı gülümseriz, birbirimizden habersiz. Ben senin bunları okuduğunu bilerek burada, sen benim bunları okuduğunu bildiğimi bilerek, uzakta. Ne de olsa artık konuşamayacak kadar uzağız birbirimizden ve de medeniyetten. Olsun, gülümse diye yazdım :)


Bir de, 


"Neden yakın kalpler uzaklarda oturur?" demiş Mungan. 


Daha neler neler demiş, çok sevdim ben. Okuyun okuyun.


Okuyun, kitabın her kelimesini sevin. Uzun Yol yazısını sevin mesela. Oradaki sarmaşık/sırnaşık kedileri kıskanın. Gerçi kedi sevmem ben, köpek severim. Kıskanmama engel değil bu tabi. 


Okuyun siz okuyun.


bakın kediler de "öteki"ni seviyor. biri siyah, biri beyaz.
yapacak bir şey yok sanırım.