11 Mart 2012 Pazar

Anlatacak hikayelerim bitmedi henüz, ben geldim.

Bugün 5 haftalık aile danışmanlığı eğitimim bitti. Onca zaman sonra, nihayet hafta sonları evimde olabileceğim. Sabahın bir saatinde herkes uyurken koşturmama gerek kalmayacak, ohh miss! Bu koşuşturmacanın arasında bir de "etkili iletişim" konulu bir seminer sunumu yaptım. Oyy ne yorucuydu! (not, odur budur bilmiyorum da beni ilgilendiren bir 'doçentin' övgüsü/yergisidir, saygılar efendim!)


Gelelim bugüneee... Üç tane kitap aldım ben bugün kendime. Nasıl mutluyum anlatamam, onlara sarılıp uyuyabilirim, o kadar :)) Kitap beni en çok sevindiren şey. Uzun zamandır da kendime hediye almamıştım, şahane oldu! Okumakta geciktiğimi düşündüğüm kitaplar. Ama güç olmasın, önemli olan da bu değil mi?


ilk kitabım:
Ahh keşke, semineri sunmadan önce bulabilseydim bu kitabı... Bildiğiniz cevher bu! Seminer hazırlığında olanlar varsa, mutlaka yararlansın... Çok hikaye var içinde, ilgi çekebilecek çok fazla anlatım var. Tabi okumadım daha ama, şöyle bir karıştırmam yeterli oldu.








İkinci kitabım:
Kitabı çok beğendiğini söyledi güvenebileceğim birkaç insan. Yoksa beğenilen kitaplardan uzak durmak gibi bir huyum vardır. Onlar tamam dediyse, güzeldir. Ayrıca beni etkileyen, arka kapak yazısının ilk iki kelimesiydi. Benim en çok önemsediğim iki değer/varlık/zenginlik: "Ümit ve merhamet." Böyle başlıyor yazı...








Üçüncü kitabım: 
Bakın "başlarken" bölümünün ilk cümlesine: "BU AKŞAM YEĞENİMİN YANINA yatıp saçlarını okşadığımda bu kitabı yazmaya karar verdim." bingo cümle değil mi beni etkilemek için? :) Ben bu cümleyi okurken bile ağlamaklı oluyorum. Hayatımda en çok sevdiğim şeyler, cücüklerim. En çok istediğim şey kitap yazmak. ikisi bir arada!








Bir gün kitap yazabilecek kadar "olur" muyum ya da "bilir" miyim, bilmiyorum. Ama çok istiyorum. 
Hafta sonu, Çağla cücüğünü kütüphaneye götürdüm. Bayıldı resmen, iki gündür bir daha "küpüthane"ye gidelim diye ağlıyor. Keşke beni de 2,5 yaşındayken kütüphaneyle tanıştıran bir teyzem olsaydı. Belki o zaman, o en çok istediğim şeye daha yakın olurdum, kim bilir...

hayat, aşk, nefes.
şarkılı olsun tabi ki! anlatacak hikayelerim bitmesin hiç.

2 yorum:

Burak Abatay dedi ki...

Yağmurlu bir sabahta şarkı çok güzel oldu. Teşekkür ederiz. :)

Esra Dilara AKMAN dedi ki...

sevindim o vakit, ben teşekkür ederim :)