28 Kasım 2011 Pazartesi

boşluklu yazı. hiçlikli yazı da olabilir adı.

iki gün önce, 3 -belki 4- sene öncesinden mesaj aldım. o yıla ait başka bir mesajı ararken, bu güne dair olanı sildim. kocaman bir yumruk oturdu boğazıma. ağlayamadım da. böyle olması gerekiyor bak, benim elimde olmadan bütün izler siliniyor. yıllar geçti aradan...


uzun zamandır kullanmadığım bir çanta aklına gelir mi bir insanın aniden? ve o çantanın içinden çıkan tek şey bir bankanın gişe işlemlerine dair verdiği, sıra numarasını gösteren 689 numaralı kağıt olur mu? ve o kağıt sizi hüngür hüngür ağlatabilir mi... ağlatır.


her daim andığınız, hep yanınızda olmasını istediğiniz bir dostunuza aynı gün mesaj atarsınız, hiç bilmediklerinize ve her şeye rağmen, yanıt alamazsınız ve oturup tekrar ağlar mısınız, ağlarsınız. hepsinden çok acıtır.


en mutlu olduğum ana dair her şey silinir gider mi, herkes aynı anda kaybedilebilir mi. olabilir. oldu.


*anlıyorum. gecenin bu saatinde.

25 Kasım 2011 Cuma

arabeskcell turkcell, alınyazım sevdiceğim.

Nasıl bir kampanyadır bu yahu?



Sevdiklerime canım yazan bir şeyin fotoğrafını çekip yollayarak mı anlatacağım sevdiğimi? Yazar yollarım ya, neden fotoğrafını yollayayım? Tabi aşkım, canım yazsa sadece iyi. Bayağı bildiğiniz alın yazım, ciğerim, koçum yazıyor her yerde. Turkcellin reklam departmanında, bu reklamı hazırlayan arkadaşın içinde nasıl bir şey varmış böyle ya. Hepsinin sonunda da nokta var. "canım." "koçum."  koçum dedim, o kadar! der gibi. :) Reklam da apayrı zaten. Fotoğrafı çekip yollayan adamın telefonuyla, kaldıkları derme çatma evin bir kaç aylık kirası ödenir herhalde. Zaten o adam kaç kuruş maaş alıyordur da o telefonu alabilmiştir, meraklardayım o da ayrı. 


Her yanı saçma bir kampanya. Amacı, reklamları, sloganı... Yapmacık... Vıcık vıcık. 

15 Kasım 2011 Salı

Ben Böyle Yürek Görmedim (2) - "Mino'nun Siyah Gülü"

"

Evet göremedim. Bu başlığı attığımda, ilk yazıma, ikincileri üçüncüleri yazarım diyordum. O yüzden "1" demiştim ya.  Ancak başka başka kimseler olurdu bahsettiklerim. Beklentim bu yöndeydi yani, tekrar ondan bahsedeceğimi bilemezdim. Ne yazık ki ben bir başkasında onunki kadar güzel yürek görmedim (göremedim?) . Hüsnü Arkan'dan bahsediyorum yine. Kocaman kalpli adamdan.


Mesaj geldi, "haberin var değil mi kitaptan, aldın değil mi, bugün çıktı bal?" Hayır dedim, aynı anda üzülüp aynı anda mutluluktan uçup, koşup kitabı almak istedim. Ancak kavuşabildim ve hemen bitirdim. Kitabın kapağı bile ayrı ısıttı içimi, başlamadan mutluydum, daha karşımda masada dururken bile...


"İnsan sonuna kadar umutlu olabiliyor. Umut bir çare değil, ama galiba çareden daha büyük bir şey." 
"Niye kaygılanıyorsun birader; burası dünya." dedi. " Her şey tuhaf ve hiçbir şey tuhaf değil... Gün gelir bu pişmanlıktan daha büyük pişmanlıklar da yaşarsın."


Ah nasıl güzel yazı yazmaktır bu, nasıl güzel anlatmaktır, insanın içine taa derinlerine işlemektir... Yazmıyor bu adam, şarkı söyler gibi kuruyor cümlelerini. Evet ben kitap okumadım, şarkı söyledim/dinledim sanki. Hem ısıtan, hem acıtan, hem de tat bırakanından. 


Onu tanıdığım için, onu anlayabildiğim için çok şanslıyım. 
Mino'nun Siyah Gülü'nü hala okumadıysanız, siz az biraz şanssızsınız.


Kitabı okurken aklımda, dilimde en çok dönüp duran şarkı ise, Ağladığın Geceler oldu. 
Bu araların ve bu kitabın şarkısı da bu olsun mu?


10 Kasım 2011 Perşembe

kimlerdensin sen google?

BU MUDUR?
Eften püften adamlara, günlere, olaylara şaşaalı bir şekilde resimler, animasyonlar (adlarına her ne deniyorsa o zımbırtılardan) ekliyor google biliyorsunuz. Peki, bugün nasıl oluyor da bit kadar bir karanfil koyuyor ve üzerine "Atatürk'ü anma günü" yazıyor sadece çok merak ediyorum. Daha önce de yaptılar bunu. Karanfil bit kadar onu geçtim, anma günü ifadesi apayrı bir olay. Onu da geçtim, diğer koşullarda tıkladığınızda o dandik adamları veya olayları anlatan yazılar çıkar karşınıza. Ama bunda yapmamışlar. Tenezzül etmemişler, sağolsunlar. 

Bir kaç yerden araştırdım, kişilerin sadece doğum günlerinde yapıyormuş o atraksiyonu. Hatta girdim baktım da. Ama Steve Jobs için yine karanfilin olduğu yerde ismi ve doğum ölüm tarihleri birlikte yazıyordu, hatırlıyorum. Ve tıkladığınızda Jobsla ilgili bilgilere ulaşıyordunuz hemen. Yani bu, bir bahane olamaz (google savunucuları için) . 


Her şeyden nem kapan biri değilimdir de üzüldüm/huzursuz oldum işte. Ama yani kabotaj bayramımız için bile bir şey yapmışsın ey google, bunu mu esirgedin.


Not, o atraksiyonların adı "doodle". Şimdiye kadar tasarlananların hepsi de burada.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Dön lütfen.

Mazhar'ın gezginci ruhu varsa, benim gezginci aklım var. Nerede olduğunu bilmiyorum sevgili aklım, ama ne olur bir ara uğra bana. Zira ihtiyacım var sana fazlasıyla. Nasıl bir dalgınlık ve şaşkınlık içerisindeyim onu da bilmiyorum ama bugünlerde bir arabanın/kamyonun/tırın/trenin vs altında kalıp ölme ihtimalim yüksek. Evet, dün kampüste tramvay durağındaki turnikelerin, bildiğiniz "güm" diye çarptığı kız bendim. Aklım, eğer bir vakitte bende var idiysen, dön bana yeniden ne olur.