22 Ocak 2011 Cumartesi

"KADERİNİ ŞEKİLLENDİRMENİN, KADERİN OLDUĞUNU DÜŞÜN"


Şu aralar duyduğum en güzel söz sanırım. Yok düzeltiyorum, mantığını kabul ettiğim, inandığım demeliyim. Kolay kolay inanmıyorum artık bir şeylere. Her şey için hayır hiç de bilelerim, yok sanmıyorumlarım, amalarım var çokça. 

Sözlerin sahibi, My Sassy Girl'deki mavi gözlü amcam.(Senaristi değil, söyleyeni tanırım :) ) Kendisi tam da yukarıda. 

Öyle çok güldüm ki filmi izlerken. Tanıyanlar a ahh Dilara ağlamadan film izlemiş ilk kez diyecekler, şaşırtmayacağım sizi. Tabi ki ağladım, ayıp ediyorsunuz. :)
Bir arkadaşım zamanında bunu izle, bunu da, bunu da diye bi sürü film ismi saymıştı çok önce. Hırçın Sevgilim de işte bunlardan biriydi. Kitap okumayı tercih ettiğim için sürekli, erteleye erteleye ancak izleyebildim. İyi ki izlemişim ama...

Bazı şeyler için dövünüp duruyoruz ya, "olmadı işte, yine olmadı, olmayacak da..." vs. diye. Bu ara öyle bir şey için defalarca kez tekrarlamıştım ki aynı cümleleri, mavi amca imdadıma yetişti. 
"Kaderini şekillendirmenin, kaderin olduğunu düşün." dedi.
Bana dedi vallahi, Jordan( Elisha Cuthbert)' a falan değil.

O an, rahatladım ben. Bazen omuzlarınıza fazlaca bindiyse yükler, kaderci olmak daha iyi hissettirecektir size, tamam. Ama yine de dozunda olandan bahsediyorum, buradaki gibi mantıklı olanından. Şu boyutta olanından yani, her şeyi kader diye etiketleyip, öğrenilmiş çaresizlik yaşamanın anlamı yok değil mi? Bazı şeyler elimizde bizim. Kalıyorum demesini beklemek yerine, gitme demeyi öğrendiğimizde şekillenecektir belki hayatımız. Bir denemek lazım. 

Bu da filmden;

bu kadın güzel, fazla güzel.



Bu arada, Jordan'ın buz pistinde, yere sigarasını fırlatan adama(adam mı cidden!?) saldırışı bana birini hatırlattı :))) Belki o yüzden sevmişimdir :)

Düzeltme : Sevgili Y.E.B 2001 Kore yapımı olanının daha güzel olduğunu söyledi, izlemek isteyene .





Hiç yorum yok: