11 Ocak 2011 Salı

ŞİMDİ VE BURADA


En son girdiğiniz bir dersi ya da katıldığınız bir toplantıyı düşünün. Belki zamanınızı, geçen hafta ne yaptığınızı düşünerek ya da can sıkıcı bir olayı kafanızda yeniden yaşayarak geçirdiniz. Belki de birisine söylemek isteyip de söyleyemediğiniz şeyleri, kendi kendinize tekrar söylediniz ya da bu haftayı bir an önce atlatmayı dilediniz. İnsancıl psikologlara göre aslında 10 dakikanızı boşa harcadınız. Yaşamın size verdiği 10 dakikayı dolu dolu yaşamakta başarısız oldunuz. Temiz havayı içinize doldurup masmavi gökyüzünün değerini anlayabilir ya da başka insanları gözlemleyip onlarla konuşarak yeni bir şeyler öğrenebilirdiniz.

İnsancıl bakış açısına göre, yaşamlarınızı olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmedikçe, asla potansiyelini tam kullanan kişiler olamayız. Geçmiş ya da gelecek üzerine düşünmek yararlı olabilir, ancak insanların çoğu zaten yaşanmış ya da henüz yaşanmamış olaylar üzerinde düşünerek çok fazla zaman kaybeder. Bu etkinliklere harcanan zaman, kayıp zamandır, çünkü hayatı dolu dolu yaşamanın tek yolu ŞİMDİ VE BURADAdır.

Sık duyduğumuz “bugün geriye kalan hayatınızın ilk günüdür” cümlesi, insancıl psikologların görüşünü yansıtır. İnsancıl görüş, insanların geçmişlerinin esiri olmaması gerektiğini savunur. Geçmiş deneyimlerimiz, kişiliğimizi ve davranışlarımızı mutlaka etkiler. Ancak bu deneyimlerin, olabileceğimiz şeyleri etkilemesine izin vermemeliyiz. İnsanların geçmişte yaşananlardan dolayı utangaç ya da edilgen olmasına gerek yoktur. Sadece yapacak başka bir şeyiniz olmadığı için, mutsuz bir ilişkiyi sürdürmek zorunda değilsiniz. Geçmişiniz sizi bugün olduğunuz noktaya sürüklemiş olabilir; ama hep bu noktada kalmak zorunda değilsiniz.

***J. Burger'in KİŞİLİK kitabından alınmıştır...

2 yorum:

Ozias dedi ki...

Bir kısmına katılamacağım, bu tür yaklaşımlar fazla basmakalıp geliyor bana. Belki genelleme açısından makul olabilir ancak, istisnalarının da hatrı sayılır derecede fazla olduğu kanısındayım.
Geçmişimiz bizi bugüne getirdiyse, illa ki bu noktada kaldığımız anda suçlu geçmişe takılı kalmak olmayabilir, belki de bizi bir adım ötesine yine geçmişimize bakmak götürecektir. Fakat yine de geçmişteki utanılacak deneyimlerin, geleceğimizi etkilemesine izin vermemeliyiz kısmına yüzde yüz katılıyorum. Fakat zaten yaşanmış ya dda yaşanmamoş olayları düşünmenin her daim zaman kaybı olacağı bence yanlış.
Düşünerek harcadığımız süre kimine göre vakit kaybı gelse de bence çoğunlukla boş ya da hatalı bir adım atmaktan insanı alıkoyacak ve belki de daha büyük vakit kayıplarını engelleyecek bir eylemdir.

Esra Dilara AKMAN dedi ki...

çok teşekkür ederim .. iki açıdan da bakılırsa evet bence de farklı yorumlanabilir. ben de katılıyorum size. ama bunu yazdığım gün tek bi noktadan baktım, bakmak istedim. o da eskiyi düşünmenin vakit kaybı olduğu :)