26 Haziran 2011 Pazar

VEDAT MİLOR OLAYDIM, YEMEKLERE KONAYDIM!

Bu nasıl bir iştahtır yahu :)) Nasıl bir yemek aşkıdır? :)) Dün gece kahkaha krizine girdik ablamla. Muhtemelen programın tekrarıydı, gece 2 de mi bitti, daha mı geç bilmiyorum. Ama çok eğlendim.


Vedat Milor' u bilirsiniz. Canımız ciğerimiz gurmemizdir kendileri. Bir de programı vardır Ntvde, "Tadı Damağımda" adı... Ondan bahsediyorum işte :)
İtalya'ydı bu kez amcamızın durağı, tabi ekranın başına yapışıp kaldım ayrılamadım. Şu hayatta çok büyük şeyler istemiyorum , ama bi İtalya'ya falan gitsem, gönül gözüyle görsem gelsem çok mu hıı sorarım çok mu? :)

Neyse... Dün sayın Milor, önüne gelen her şeyi her daim olduğu gibi silip süpürdü. Çatal bıçak falan kullanmak yok zaten. Elle doğrudan. Tamam ay ben çok kibarım ya çok önemli bunlar benim için , falan demiyorum. Ah bi izleseydiniz dün, ne demek istediğimi anlardınız :)) Napoli'ye (aahh Napoli!)  gitti pizza için, ki en güzel pizzalar oradaymış. Ye Dua Et Sev'i okuduktan ve de izledikten sonra Napoliiiiiiii diye diye bir hal olmuştum, oradan biliyorum. Yedi güzelim pizzaları ohh gece gece canının istediğiyle eriyip bitmiş bi halde, televizyonun karşısında kaldım ben de. Sonra en son dana kuyruğu, KUZU BEYNİ falan yeyince, tüm iştahım kaçtı neyse ki. Ne istiyosunuz o küçücük kuzudan? Hadi kuzuyu anladım , beyninden ne istiyosunuz ya da nerden geliyo aklınıza onu yemek yahu? Bir de "sürekli kesildiği için, her daim taze" diye de ekledi. Vahşete bak...


Hıhhı, bu yazıyı da böyle bağlamak ve bitirmek istemezdim ama olan bu n'apabilirim? :) Durun şimdi konumuz Vedat amcanın yemek yerken dünyayı umursamayışı. İzlediğim bölümden değil bu video, sadece kendisini tanıyın diye , ne demek istediğimi anlatabilmek için yani :))




Hiç umrunda mı bir bakın :))
Şifa olsun sayın Milor, Giden telefon olsun. Canın sağolsun, neticede can boğazdan gelir :))

Hiç yorum yok: