1 Temmuz 2011 Cuma

İYİ Kİ...

İnsanların doğum günlerinizi kutlaması kolaydır. Söz konusu facebook, twitter saçmalıklarıysa; daha da kolaydır.
Nasıl olsa facebook sizin yerinize hatrında tutar en yakınınızın ilk gününü. Size sadece sıradan bir günde , sıradan bir şekilde hesabınızı açmak ve , Zuckerberg'in emriyle "ona mutlu yıllar dilemek" kalır. Yalın, bayat, sıradan, soğuk, yapmacık. Ben de yaptım , suçsuz değilim. 
En kıymetlisi, içten gelen mutlu yıllar dileğidir. Sosyal ağların hatırlatmasıyla değil, yılların içinize işlettiği sevgiyle zihninize kazıdığınız şekliyle kutlanandır. O zaman kıymetlidir evet, çünkü sizin için değerli olan kişi her kimse, doğduğu ilk an sizin mutluluğunuzdur. Bu ona iyi ki demek için vesiledir. Ancak öyle "iyi ki doğmuşum" dersiniz. Ben bu yıl çok kez söyledim bunu şükür. İyi ki doğduğumu söyleyen sevdiklerim sayesinde, iyi ki doğduğumu defalarca hissedebildim.
Bakın onlardan birisinin , benim doğum günümden aylar önce hazırladığı bir sürpriz var aşağıda. Gelen kutuda bir sürü, birbirinden güzel hediye vardı, her biri benim için ayrı ayrı anlam taşıyan. Ama ben bunda takılıp kaldım. Çünkü manevi değeri çok farklıdır benim için. Aldığım en güzel hediyelerdendir. Öylesine değil, çok yürekten gelen bir hediyedir çünkü. İyi ki varsın bal peteğim, güzel dostum. Var ol sen.



"Arkadaşlık yaşanacak en güzel duygulardan biridir, çünkü insana zenginlik, heyecan ve suç ortaklığı tattırır ve ayrıca bütünüyle bedavadır. Bir anda birbirini görürsün, birbirini seçersin, bu arada bir tür içtenlik oluşur; sonra yan yana yürünebilir, aşılan yollar ayrı bile olsa, arkadaşlar birbirinden uzak bile düşseler, birlikte gelişebilirler, aynen aramızda binlerce kilometre olan, biz ikimiz gibi." 
( Susanna Tamaro - Sevgili Mathilda İnsanın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum'dan alındı bu kısım :) ) 



Hiç yorum yok: