15 Aralık 2011 Perşembe

Janset'e yazı "Gerçekler" :)

Bu yazım da Janset'e olsun. Çok olmuş rica edeli, sınavlardan ve hastalıktan başımı kaldıramadığım için ancak bu gün görebildim. Özür mahiyetinde yani :)

Hayatımdaki yedi gerçeği merakla bekliyormuş. O üç harfli kelimeyi sevmiyorum ben Jano, kullanmayacağım izninle :) Düşündüm düşündüm, yazıp bitirdikten sonra aklıma onlarcasının geleceğinden eminim. Ama sanırım artık başlamalıyım.

-Hayatımın en büyük gerçekleri iki cücüğüm biliyorsunuz. Her zamanki ağlak ben, onlar söz konusu olduğunda iki katı ağlak oluyor. Mesela Dacia Duster görüp ağladınız mı siz hiç :)) Ben yaptım, başardım. Niye? Çünkü Duster, bana Buster'ı hatırlattı. Buster, Çağla'nın en sevdiği çizgi filmdeki bir "tavşan". Yaa, bendeki aşk böyle bir şey işte. 

-Evet kocaman oldum, ama hala gök gürültüsünden deliler gibi korkuyorum. Uyuyorsam uyanır, duvar dibine yapışır, yorganı üstüme çeker, etrafı izlerim ses bitene kadar. Ve annemle babam hala gök gürlediğinde, iyi miyim diye bakmak için odaya yanıma geliyorlar. Annemin başka bir evden telefon ettiğini bilirim ben. O kadar yani.

-Balıktan tiksiniyorum. Onlar sadece akvaryumda güzeller, öylece kalsınlar. Bir evde balık piştiyse ben bir ay söylenirim. O yüzden bizimkiler çok sevmelerine rağmen evde çok nadir balık yiyebiliyorlar örneğin. İğrenç ötesi bir koku. Yemediğim, seçtiğim tek yemek.

-Bunu bas bas bağırmanın ayıp ya da günah bir tarafı yoktur değil mi? En çok istediğim şey hayatta, anne olmak. Hatta yakın arkadaşlarım kariyerini bırakırsın sen diye korkuyoruz derler hep ( bal selamlar :)) ). Prof olmak mı anne olmak mı istersin, ikisinden birini seçmen gerek derlerse ilkini seçecek çok insan var eminim. Ben tereddüt etmeden anneliği seçerim.

-Bir insanda ilk dikkat ettiğim şey onun ses tonu ve diksiyonudur. "insanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanırlar" demişler. Ben onları diksiyonlarıyla karşılıyorum, çok üzgünüm. 

-Yeni tanıştığım herhangi bir kişinin şeceresini dökecek kadar çok bilgiye çok kısa bir sürede ulaşabiliyorum. Vallahi kendim yapıyorum bunu. Hakkında çok az şey bilmem yeterli. O yüzden hakkınızda bir şey bilmediğimi düşünmeyin. Bir de o kişilerle ilgili çok güzel senaryo yazarım, kesin şöyle şöyledir de ondan böyle olmuştur diye ve genelde hiç yanılmam.

-Çok çabuk affederim, unuturum, insanlığın verilmeyen merhameti bende sanırım. Ama katlanamadığım şeydir sadakatsizlik. Hayattaki en büyük onursuzluk, pişkinliktir. Bu kadar söyleyeyim, siz anlayın.

-Sekiz oldu; ama bu benim yazım, olsun o kadar özgürlük :) Kokularla, şarkılarla hatırlarım bir çok şeyi. Hafızama öyle kazınır olaylar, insanlar. Ne var bunda demeyin, normal dışı bir vaziyette bende. Örneğin bir insanı düşünürken onun şarkısı dönüp durur zihnimde.

Ben bu yazının 1.2.3......şeklinde uzayıp giden versiyonlarını yazmak istiyorum, şu anda fark ettim. Umarın istediğin şey budur, doğru anlayabilmişimdir Jansetcim. 

4 yorum:

Uyumayan Ses dedi ki...

anne olunca çocuklarına balık kızartıp sağlıklı büyümelerini sağlar, gece gök gürlediğinde yanlarına gider korkmamaları için onlara sarılırsın umarım :)

Esra Dilara AKMAN dedi ki...

ne güzel bir umuştur o :) ben de umarım :)

by mutu dedi ki...

yeni tanıştığın insanlara çok soru soruyorsan muhtemelen itici bir insansın sen. Bu arada görüşemiyoruz bayadır :D

Esra Dilara AKMAN dedi ki...

kaan, nasıl okudun da nasıl anladın orayı bilmiyorum ki. sorular sormadan öğreniyorum ben öğrenmem gerekenleri merak etme sen. itmiyorum insanları :)