17 Ağustos 2011 Çarşamba

NERESİ SILA BİZE, NERESİ GURBET?*

Uzaklığı sevmiyorum. Mesafelerden tam anlamıyla nefret ediyorum. 22 yıllık hayatımın 21 senesinde sevdiklerimden uzak yaşadım ben. Annem babamdan değil; kuzenlerimden, teyze, hala, dede, anneanne vsden. Hep uzaktaydık, en uzakta. Düğünlerde, gidilebilirse bayramlarda ya da cenazede memlekete gidilirdi. Ha deyince gidilir mi gidilmez, gidemiyorduk biz de. Bayramlarda herkesin evi dolar taşardı örneğin. Biz biz bize otururduk. Çünkü ilk günler hep akrabaya gidilirdi, biz sıramızı beklerdik. Komşular gelsinler ve gidelim diye. Ramazanda iftarları tek yapardık. Örneğin kışa geldiyse Ramazan, ilkokuldayken sınıftakilerin anne ya da babaları gelirdi  izin alırlardı öğretmenden. İftara gidiyoruz teyzesine, erken çıkabilir mi Ayşe falan diye. Hep özenirdim.
İki ablam var benim. Nasıl anlatılır ki onlara olan sevgim bilmiyorum. Bu uzakta olmanın da etkisiyle daha çok sarıldık birbirimize biz. Kimse anlayamadı neden bu kadar düşkün olduğumu onlara, anlayamazlar da. Kimseye ihtiyaç duymadım onlar yanımdayken ben. Sonra buraya yerleştik, evlendiler ikisi de, bebekleri oldu birer tane. İşte o profilimde yazan iki cücük, bu iki cücük. 
Üniversite sınavına girdiğimde karar verdim, gidemezdim başka bir şehre. Teyze olacaktım ben ve istemiyordum onların benden "uzak" bir yerlerde büyümelerini. Bir yerlerden teyze gelecekti yılın muhtelif zamanlarında. Elinde oyuncaklar. Teyzen geldi diyeceklerdi. Benim gelişimi anne yarısı olan teyze değil de, hediye getiren teyzenin gelişi olarak bekleyeceklerdi. İstemedim asla. Birlikte olalım istedim hep. Dediğimi de yaptım. Burada kaldım, ki izleri bile yoktu ben bu kararı aldığımda. Her anlarında yanlarında oldum. Doğdukları ilk anlarda annelerinden sonra ilk ben gördüm örneğin. Yahu onlara bakınca bile gözlerim doluyor sevgiden, daha ne diyeyim ne anlatayım ki ben... Anne değilim, olmak için de çok küçüğüm, ama anneliğin nasıl bir şey olduğunu ben onlarla öğrendim az da olsa.
Şimdi cücüğümün birisi beni bırakıp uzak bir yere taşındı. Bir süreliğine ama o sürenin ne kadar olacağı meçhul. Sağlık versin onlara Allah, ama elimde değil çok üzgünüm. Daha kötüsü ne biliyor musunuz? Benim de burada son senem. Ben hepsinden daha uzağa gideceğim.Belli olmaz tabii ama eninde sonunda gideceğim, tayinim çıkacak sonuçta ne kadar kaçarsam kaçayım. O yüzden gittikleri için bir şey diyemiyorum. Hem demem bir şeyi değiştirmeyecek zaten. Ama ne bileyim öyle işte.
Günlerdir birlikteydik, benimle uyuyordu geceleri. Bu sabah uyandığında teyzem nerede diye sormuş. N'aparsın ki bunu duyunca. İki yaşında o henüz..


Ben o mesafeler yüzünden nelerden vazgeçtim bilseniz. Neleri yarım bıraktım ve o mesafeler neleri yarım bıraktırdı... Kimseden, hiçbir şeyden uzak olmak istemiyorum. Herkes yanımda olsun, tüm sevdiklerim...


Hani eskiden hatıra defteri diye bi saçmalık vardı ya. Giden ablam şöyle yazmıştı oraya benim için, " insanın en büyük nimeti kardeşidir..." Onlar benim şu hayattaki en büyük nimetlerim. Onlar benim nefesim. Ve şimdi nefes alırken boğazım düğümleniyor. Elimde değil.


Nerede olurlarsa olsunlar, sağ olsunlar, sağlıklı olsunlar, mutlu, huzurlu olsunlar birlikte. Kavuşulamayacak ayrılık vermesin Allah.
Çok seviyorum hepsini, hepinizi.


Önemle duyurulur: Anne babasından, ailesinden ayrı olanlar da var, hatta onları hiç görmemiş olanlar. Bencillik etmiyorum asla. Ama bu da benim hayatım, ben de bunları hissediyorum. Ve merak etmeyin halime şükrediyorum...
Amma da arabesksin, ağlaksın diyenlere de selam olsun. Öyleyim n'olmuş?


*Murathan Mungan yazsın,Söz Vermiş Şarkılar albümünde HÜMEYRA söylesin o zaman bugün. 

5 yorum:

BuRCu dedi ki...

Ah be Dilara, yıktın geçtin. Arabesk iyidir böyle zamanlarda :)
Özlemler -ailene, arkadaşlarına, şehirlere, nesnelere, geçmişe, geleceğe- neye olursa olsun mahvediyorlar biraz biraz. Ben de çok özlüyorum, hiç geçmek de bilmiyor. Mutlu olun hepiniz, sağlığınız yerinde olsun, gidin görün birbirinizi inşallah. Mesafeler sevgileri söndüremez ki, değil mi ama?
Sevgiler Dilara ;)

Esra Dilara AKMAN dedi ki...

Bak, özleyerek yaşayanın halini özleyerek yaşayan anlar :) yazmıştın sen de özlemle ilgili bir yazı "özlüyorsam suç mu?" diye , orada anlamıştım, hissetmiştim içinden geçenleri. ve evet, geçmiyor, geçemiyor. Dediğin gibi, sağlık, huzur, mutluluk olsun da. N'apalım, dayanır insan her şeye değil mi..
Sevgiler, öpücükler benden. Çok öpüyorum hem de :)

Prometheus dedi ki...

Yazınızla ilgisi yok ama bloğumun 100.üyesi oldunuz ya, heyoo :)))

Gerçekten çok memnun ve mutlu oldum, yorumlarınız ve görüşlerinizle her zaman beklerim, saygılar, sevgiler :DDD

Esra Dilara AKMAN dedi ki...

*Prometheus, bloğunuzun 100. izleyicisi olmak benim için onurdur efendim :))) ben de bu siteye katılın'dan sonraki aşamada "100" ü görünce mutlu olmuştum zaten :)
bu yazı da pek bir ağlak günümde yazılmıştı; yeni, güzel, mutlu edecek yazılara ben de beklerim :)
sevgiler çok çok :)

Prometheus dedi ki...

Mutlu, güzel, güneşli günlere ve yazılara ve nice yüzlere/100'lere :D
Sevgiler bol bol :D